dokunuş
Look at other dictionaries:
dokunuş — 1. is. Dokunma (I) işi veya biçimi, temas Yolda, bir aralık Lami dizlerinde sıcak bir dokunuş duydu. P. Safa 2. is. 1) Dokunma (II) işi veya biçimi 2) Dokunma ipliklerinin çaprazlama biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
temas — is., Ar. temāss 1) Değme, dokunma (I), dokunuş (I) 2) Buluşup görüşme, ilişki kurma, münasebet Her nevi halkla temas ve kaynaşma hâlinde bulunmalıdır. S. F. Abasıyanık 3) Değinme, sözünü etme, bahsetme O konuya hiç temas edilmedi. 4) Gidip gelme … Çağatay Osmanlı Sözlük
tuşe — is., Fr. toucher Dokunuş, dokunma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tuşe etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
NESC — (Nesic) Dokunuş, dokuma. * Canlı mahluklardaki hücrelerin, Allah ın (C.C.) kudretiyle ve kanunu dâiresinde yanyana gelip birleşerek uzuvların yapılışı. (Meselâ: Hayvanlarda deri, kemik, et vesâir kısımların yapılışı gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük